2018 Kasım Bülteni

Ana Sayfa | Tüm Kategoriler
 
 
  • Plastik Poşetle Vedalaşmaya Hazır Mısınız

Plastik poşetlerle vedalaşmak için geri sayım başladı. 1 Ocak 2019’dan itibaren, plastik poşetler ücret karşılığında verilebilecektir. Uygulama, atık üretimi ve çevre kirliliğinin önüne geçilmesinde önemli rol oynaması düşünülmektedir. Bu yıl dünyada 5 trilyon plastik poşet kullanılmıştır. Saniyede 160.000 poşet kullanılmaktadır. Bu poşetlerin %1’inden azı geri dönüştürülmektedir. 1 ton plastik poşetin geri dönüştürülmesiyle tasarruf edilen enerji 11 varil petrole eş durumdadır. Plastiklerin kullanımının azaltılması ve geri dönüştürülmesi, çevre ve sürdürülebilirlik denince öncelikli çözülmesi gereken konular arasında yer almaktadır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının konuyla ilgili yönetmeliği 7 Aralık 2017 tarihli ve 30283 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştı. Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ile ambalaj tüketiminin azaltılması ve ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması amaçlanmaktadır. Yönetmeliğe göre, 1 Ocak 2019’dan itibaren plastik poşetler satış noktalarında kullanıcıya veya tüketiciye ücretsiz verilmeyecektir. Ayrıca, plastik poşetlerin ücretsiz temin edilmesine imkan verecek herhangi bir promosyon veya kampanya da düzenlenemeyecek. Örneğin 50 TL üzerindeki alışverişlerde plastik poşet bedava gibi sloganlar duymayacağız. Son olarak, mesafeli sözleşmelerle yapılan satışlar da yönetmelik kapsamında değerlendiriliyor. Sadece çok hafif plastik torbalar uygulamadan muaf tutulacaktır.

Bu düzenlemeyle, kişi başı yıllık plastik torba kullanımının, 31 Aralık 2019’a kadar 90 adeti ve 31 Aralık 2025’e kadar 40 adeti aşmaması esas alınıyor. Geri sayım başladı. Henüz denemediyseniz, şimdiden sağlam birkaç bez torba veya pazar filesi edinip 1 Ocak’ı beklemeden sürdürülebilir alışveriş turlarına başlayabilirsiniz.

  • Danimarka’dan Yine Devrim Niteliğinde Bir Tasarı: Gıda Etiketlerine Ürünün Çevreye Verdiği Etki Eklenecek

Çözüm odaklı yaratıcı önerilerinde bu defa tartışma konusu bireylerin tüketim alışkanlıklarının sonuçlarıyla anında yüzleşerek tüketim kararlarına çevresel faktörleri de eklemeleriyle alakalı: Danimarka Tarım ve Gıda Konseyi yiyeceklerin doğaya etkilerini gösteren bir etiketleme sistemini tartışmaktadır.

Bu uygulama ile bir yandan süpermarketlerin ve üreticilerin çevreye en duyarlı şekilde üretim yapmaları sağlanırken bir yandan da tüketicilere çevreye verilen zararın da sağlıkları kadar etkili bir parametre olduğunun hatırlatılması amaçlanmaktadır. Teoride çok makul bir proje, özellikle AB dışından gelen ithal ürünler işin içine girdiğinde öneri komplikeleşebiliyor.

Konsey başkanı Høyer’in belirtmekte olduğu “Hedefimiz her şeyiyle uygun bir etiketleme yapmak, örneğin bitki bazlı et ikamesi bir ürünün içinde Güney Amerika’dan gelen soya fasülyesi varsa onun da çevresel etkisini gösterebiliyor olmalıyız.” İfadelerini kullanmıştır. Soya fasülyesi örneğine daha detaylı yaklaşacak olursak, soya fasülyesi üretimi en çok Brezilya’da gerçekleşiyor ve üretimi sulak bölgelerde yapıldığı için orman tahribatına yol açmaktadır. Ancak öte yandan besleyici değeri çok yüksek olmasına karşın insan tüketiminden çok hayvan besisi olarak kullanıldığı için Güney Amerika’da üretilen soya fasulyesinin çevresel etkisini tam olarak hesaplamak oldukça güç durumdadır. Öte yandan konuyla alakalı bir diğer problem olarak da Høyer besin değeri ve iklime etki karşılaştırmasına şu şekilde değiniyor: “Bir ürünün iklim etkisinin ne kadar besleyici olduğuyla karşılaştırılması gerekebilir. Örneğin bir gazlı içeceğin, iklim üzerinde çok küçük bir etkisi olabilir, fakat aynı zamanda besleyiciliği sıfıra yakındır. Dolayısıyla bu, gazlı içeceği çevresel yönden zararsız kılsa da bedene zarar veren bir üründür.”

Giriştikleri işin zorluğunun farkında olsalar da hedeflerine ulaşmak için gerekli parametreleri göz önüne alarak bu paketleme tasarısını hayata geçirmek istiyorlar. Ekim ayının başında BM’nin yıllık Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nde gerçekleşen toplantıda, panelistlerin önümüzdeki 12 yıl içinde küresel ısınmanın yol açtığı çevresel felaketleri durdurmak için dünya hükümetlerinin toplumun her alanında ‘benzeri görülmemiş değişiklikler’ yapmaları gerektiğini ortaya koyduğu bildirildi. Aksi takdirde iklim değişikliğinin geri dönülemez bir hâl alacağı da ne yazık ki kaçınılmaz son olarak belirtilmiştir.

  • Temiz Hava, 183 Milyar Euro’luk Tasarruf Potansiyeli Barındırıyor

InnoEnergy ve Deloitte’in hazırladığı Clean Air Challenge Raporuna göre, sanayi kaynaklı hava kirliliğinin azaltılmasıyla Avrupalılar 2025’e kadar 183 milyar Euro tasarruf sağlayabilinir. Çözüm ise yenilikçi ulaşım ve ısıtma sistemlerinde…

Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü (EIT) tarafından desteklenen sürdürülebilir enerjinin yaygınlaşması için çalışan InnoEnergy’nin Deloitte ile birlikte hazırladığı Clean Air Challenge raporu açıklanmıştır. Rapora göre, AB vatandaşlarının önümüzdeki yedi yıl içinde hava kirliliğini azaltmak için yenilikçi teknolojileri benimsemeleri durumunda 183 milyar Euro tasarruf sağlanabilir.

Clean Air Challenge raporu, Avrupalıları hava kirliliğinden ve bunun sağlık üzerindeki etkilerinden korumak için somut, yenilikçi ulaşım ve ısıtma çözümleri önermektedir. Raporun tanıtıldığı etkinlikte konuşan Avrupa Parlamentosu Sanayi, Araştırma ve Enerji Komitesi Başkanı ve Avrupa Parlamentosu eski Başkanı Jerzy Buzek: “Hava kirliliği, yüzyılın en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir ve dünyadaki her on erken ölümden birinin, Avrupa’da ise her yıl 400 binden fazla erken ölümün nedenidir. Clean Air Challenge raporu, vatandaşlarımızın sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabilecek ve tüm topluma fayda sağlayabilecek pratik çözümler sunuyor. Bunu, AB’de gecikmeksizin uygulamaya geçirmeliyiz.” İfadelerini kullanmıştır.

Deloitte Ortağı ve Orta Avrupa Sürdürülebilirlik Danışmanlık Lideri Irena Pichola ise: “Kötü hava kalitesinin insanları farklı şekillerde etkilediğini unutmamalıyız. Örneğin, hava kirliliğinin nedenleri ve etkileri açısından bölgeler arasında büyük farklılıklar var; Batı Avrupa’daki kirliliğin büyük bölümü ulaşımdan kaynaklanırken, Doğu Avrupa’da en fazla kirliliğe ısıtma neden oluyor. Ancak, raporda da belirtildiği gibi, Avrupa’nın her yerinde özellikle çocuklar bu durumdan çok etkileniyor. PM’de (parçacıklı madde) 100 birimlik artış, 5 yaş itibariyle çocuklarda ortalama yaşam beklentisini yaklaşık 2,3 yıl azaltıyor.” İfadelerini kullanmıştır.

Clean Air Challenge raporuna ulaşmak için lütfen tıklayın.

  • Ölü Balinanın Midesinden 1000 Parça Plastik Çıktı

Endonezya’da öldükten sonra bir ulusal parkın sahiline vuran ispermeçet balinasının midesinden ağırlığı 6 kilogramı bulan 1000 parça plastik atık çıktığı açıklanmıştır. Bu atıklar arasında 115 plastik bardak, dört plastik şişe, 25 plastik çanta ve iki terlik de yer almıştır.

Kaşalot, sperm balinası ve amber balığı olarak da bilinen memeli hayvanın 9,5 metre uzunluğundaki cesedi Kapota adasındaki Wakatobi Ulusal Parkı’nda Pazartesi akşamı bulunmuştur. World Wildlife Fund’ın (WWF, Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Endonezya şubesinde Deniz Canlıları Koruma Koordinatörü olan Dwi Suprapti, “Balinanın ölüm nedenini bulamasak da içinden çıkanlar endişe verici” ifadelerini kulanmıştır.

Plastik kirliliği, aralarında Endonezya’nın da bulunduğu bazı Güney Doğu Asya ülkelerinde büyük bir sorun durumundadır. Çevre kampanyaları yürüten Ocean Conservancy’nin (Okyanusu Koruma) 2015’te hazırladığı bir rapora göre Çin, Endonezya, Filipinler, Vietnam ve Tayland’dan oluşan beş Asya ulusu okyanuslara giden plastik çöplerin yüzde 60’ının kaynağı konumundadır. Plastik poşetlerin her yıl denizlerde yüzlerce hayvanın ölümüne yol açtığına inanılmaktadır. Temmuz ayında da Tayland’ın güneyinde bir kılavuz balina 80 plastik poşet yuttuktan sonra yaşamını yitirmişti. Bu yıl hazırlanan bir raporda da önlem alınmaması durumunda önümüzdeki on yılda okyanuslara karışacak plastik miktarının üç katına çıkabileceği yer alınmaktadır. Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre her yıl 10 milyon ton plastik okyanuslara karışmaktadır.

  • Ağaçlara Kimlik Kartı Çıkarttılar

Mersin’in Erdemli ilçesinde, Orman İşletme Müdürlüğü tarafından hazırlanan ‘Ağaçlarımızı Tanıyalım’ projesi kapsamında ağaçlara, kimlik kartı çıkartılmıştır. Erdemli ilçesinde Orman İşletme Müdürlüğü, hazırladığı ‘Ağaçlarımızı Tanıyalım’ projesi kapsamında ağaçlara kimlik kartı düzenlenmiştir.

Ağaçlara asılan kimlik kartlarında familyası, cinsi, türü ve anavatanı yazılmaktadır. Orman İşletme Müdürü İsmail Çelik, farkındalık yaratmak için projeyi hayata geçirdiklerini belirtmiş: “Doğada sayısız ağaç türleri yer alıyor. Biz bu ağaç türlerinin ne kadarını biliyoruz ve tanıyoruz? Maalesef her gün önünden defalarca geçtiğimiz oksijen kaynaklarımızı hiç tanımıyoruz. Bunun sonucu olarak da doğadaki bitkileri daha iyi tanımamız için, Orman İşletme Müdürlüğü’nce işletmemiz bahçesindeki her ağaca bir kimlik kartı çıkarıldı. Amacımız, müdürlüğümüzü ziyarete gelen vatandaşlarımız, öğrencileriz ve konuklarımızın ağaçlara baktığında, o ağaçların türünü ve anavatanı konusunda bilgi sahibi olmalarını istiyoruz” ifadelerini kullanmıştır.

Müdür Çelik, şu ana kadar 30 ağaç çeşidine kimlik kartı çıkarttıklarını ifade etmiş, “Bu kimlik kartları daha birçok ağaç çeşidimize takılacak. Projemizi Erdemli geneline yaymak ve Orman İşletme Bahçeleri dışında parklarda, çay bahçelerinde ve diğer alanlarda bulunan ağaçlara da kimlik kartı hazırlayıp takacağız. Amacımız, insanlarımız doğada yetişen ve büyüyen, oksijen kaynağımız olan ağaçlarımızı tanımaları ve onları korumalarıdır” ifadelerini kullanmıştır.

  • Bodrum’da Deniz Dibi Temizliği: 2 Saatte 235 Kilo Atık

Muğla’nın Bodrum ilçesinde belediye dalgıçları, iki saatte denizden 235 kilogram atık çıkartmışlardır.

Bodrum Belediyesi’nce “Denize en çok mavi yakışır” sloganıyla yaklaşık dört yıldır sürdürülen deniz dibi temizlik çalışmaları kapsamında, Kumbahçe Mahallesi’ndeki iskele ve liman çevresinde dalgıç ekibi tarafından deniz dibi temizliği yapılmıştır. İlçe merkezinde yer alan Kumbahçe iskelesi ve limanı boyunca yaklaşık iki saat süren temizlik çalışmasında dalgıçlar, denizin dibinde birikmiş atıkları toplamışlardır. Çalışma sonunda iskele ve liman içinden lastik, cam, plastik, metal, tekstil ve elektronik malzemelerden oluşan 235 kilogram atık çıkartılmış ve Bodrum Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nün koordinasyonuyla gerçekleştirilen çalışma sonucunda atıklar ayrıştırılarak belediye geri dönüşüm tesisine nakledilmiştir.

 

  • Atık İthalat Ve İhracatında Elektronik İzin Dönemi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ticaretin hızlandırılması ve iş kaybının azaltılması amacıyla atık ithalat ve ihracat izinleri elektronik ortamda verilmeye başlandı.

Bakanlıktan alınan bilgiye göre, 100 günlük icraat programı kapsamında duyurulan çalışmalar arasında yer alan ithalat ve ihracat izinlerine ilişkin düzenleme tamamlandı ve izinler elektronik ortama taşındı.

Böylece, Bakanlık tarafından verilen çevre mevzuatı kapsamındaki atık, katı yakıt, pil ve akümülatör, metal hurda ithalat izinleri ile tehlikeli ve tehlikesiz atık ihracatı izinleri bundan sonra elektronik ortamda sonuçlandırılacak.

Elektronik ortamda verilecek ithalat ve ihracat izinleriyle, ticaretin hızlandırılması hedeflenirken geliştirilen uygulama ile iş kaybı ve evrak yoğunluğunun azaltılması planlanıyor.

Ayrıca, e-uygulama ile kurumlar arası iş birliği, bilgilerin güvenli olarak aktarımıyla işlemlerin daha hızlı tamamlanması da amaçlanıyor.

 

 
 
×

DANIŞMANLIK TALEBİ

Danışmanlık istemek için aşağıdaki form ile bizlere ulaşabilirsiniz. Müşteri temsilcilerimiz en kısa sürede sizlere ulaşacaktır.