2019 Haziran Bülteni

Ana Sayfa | Tüm Kategoriler
 
 

Uzayda 10 Milyon Parçalık Çöp Tehdidi

Uzay boşluğunda, teleskoplar ve radarlarla görülebilenlerin yanı sıra takip edilemeyen, saatte 28 bin kilometre hıza ulaşabilen 10 milyon parça uzay çöpünün olduğu sanılmaktadır.Uzay çöpleri, herhangi bir işlevi kalmamış insan yapımı uydu ve benzeri uzay araçlarından ya da bunların parçalarından oluşmaktadır. Faydalı bir işlevi olmayıp halen dünya yörüngesinde dolanan her şey “uzay çöpü” olarak adlandırılmaktadır. Bu çöp, uzay mekiğinin yüzeyinden kopmuş bir boya parçası veya küçük bir vida ya da görevini tamamlayarak seyrine kontrol dışı devam eden bir uydu da olabilmektedir.

Roket parçaları, kullanılmayan uydular, uydu ile uzay aracı artıklarının oluşturduğu ve dünya yörüngesinde dolaşan uzay çöplüğündeki parça sayısı milyonlarla ifade edilmektedir. Teleskoplar ve radarlarla görülebilenlerin yanı sıra takip edilemeyen, saatte 28 bin kilometre hıza ulaşabilen 10 milyon parça uzay çöpünün olduğu tahmin edilmektedir.  Avrupa Uzay Ajansınca ocak ayında yayınlanan bazı verilere göre,1957’de Sputnik-1 ile başlayan uzay çağından itibaren 5 bin 450 roket uzaya fırlatılırken bu roketlerin yörüngeye yerleştirdiği uydu sayısı da 8 bin 950’yi bulmuştur. Uzayda olanların sayısı 5 bin, çalışanların sayısı bin 950 olarak bilinmektedir. Space Surveillance Networks tarafından düzenli izlenen ve kataloglarda tutulan uzay çöplüğü sayısının 22 bin 300 olduğu belirtilmektedir. Gönderilen uyduların görevleri bittiğinde, dünyaya geri dönüşümlerinin maliyeti çok yüksek olması nedeniyle genelde uzayda kalmaları tercih ediliyor ve uzay çöpü haline gelmektedir.

• Buzul Erimelerinin Ülkemize De Etkisi Var

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Geomatik Mühendisliği Bölümü’nden iki akademisyen, uydu bazlı radar tekniğiyle yaptıkları çalışmada, Antarktika’nın kuzey ucunda incelmeler olduğunu belirlemiştir. Antarktika’nın kuzey ucunda en az 20 santimetreden başlayıp yer yer 4 metreye varan incelmeler tespit eden bilim insanları, kutuplardaki buzul ve kar kütlelerindeki erimelerin, küresel iklim değişiminin boyutlarını ve etkilerini daha da şiddetlendirdiğine dikkati çekmiştir. Buzullardaki erimenin deniz seviyelerinin artmasına neden olduğunu vurgulayan Kutoğlu, “Deniz seviyelerinin artması demek, insanların yoğunluklu olarak yaşadığı kıyı bölgelerindeki yerleşimlerin tehdit altına girmesi demek. Uluslararası araştırmalara göre 2 bin 100 yılına kadar bir modele göre, okyanusların 2 metre seviyesinde yükselmesi bekleniyor. 2 metre yükselme demek 100 kat denizin içeri girmesi demek. Yani bazı eğimi düşük alanlarda denizin 1-2 kilometre içeriye girerek erozyona uğratması durumu söz konusu olabilir.” değerlendirmesinde bulunmuştur.

 

• Çevre Dostu “Turuncu Adamlar”
 

Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan, elbiselerinin renginden dolayı “turuncu adamlar” olarak anılan binlerce işçi, gece gündüz demeden temiz ve güvenli bir yolculuk için “atık avcılığı” yapmaktadır. Türkiye’nin dört bir yanını saran 67 bin 333 kilometre yol ağında, uzakları yakın eden kara yollarının yanı sıra köprüler, viyadükler, alt ve üst geçitlerde insanların temiz ve güvenli seyahati için 12 bin çevre dostu “turuncu adam” görev yapmaktadır.

KGM Tesisler ve Bakım Dairesi Başkanlığı’nda bakım ve temizlik görevlisi olarak çalışan gizli kahramanlar, yolculuk sırasında, kaza anında yola saçılan, atılan araç lastiği, pet ve cam şişe, bebek bezi, sakız, poşet, sigara izmariti gibi her ay ortalama 10 bin metreküp çöp ve atık malzeme toplamaktadır.

 

• Türkiye’nin İlk Jeoparkları Konya Ve Bitlis’te Olacak
 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, Konya’nın Karapınar ilçesindeki Meke Krater Gölü’nün içinde bulunduğu alan ile Bitlis’te yer alan Nemrut Kalderası’nı kapsayan bölge, “Jeopark” alan olarak tescillenmesi planlanmaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Bakanlıkça Türkiye’nin Potansiyel Jeopark Alanlarının Tespit Edilmesi Projesiyle alanların bulunduğu bölgelerde sürdürülebilir kalkınma modeli ortaya koyarak, bölge halkına ekonomik katkıda bulunulması hedeflenmektedir. Proje kapsamında, dünyanın “nazar boncuğu” olarak tanımlanan Meke Krater Gölü’nü de içeren “Konya Karapınar Potansiyel Jeopark Alanı” ile doğal güzelliğinin yanı sıra bilimsel öneme sahip Nemrut Kalderası’nı da kapsayan “Bitlis Nemrut-Süphan Potansiyel Jeopark Alanı”nda çalışmalar yapılmıştır. Bakanlığın, korunan alanlara ilişkin yetkisi kapsamında, Türkiye’deki jeopark alanlarının tespit ve tescili konusunda mevzuat hazırlıkları ve alanlarda sürdürülen tespit çalışmaları tamamlandı. Bakanlık tarafından tescil edilmiş Türkiye’nin ilk jeoparkları olacak bu alanların, küresel jeopark ağına dahil edilmesi ve uluslararası düzeyde tanıtımının sağlanması için Bakanlık tarafından UNESCO’ya başvuru yapılacaktır.

Nemrut Kalderası

Jeopark alan içersinde yer alan Nemrut Karderası, bir volkanın kendi içine çökmesiyle meydana gelmiş, hem büyüklüğü hem de oluşumu nedeniyle dünyanın önemli volkanik oluşumlarından biri olarak biliniyor. Burada oluşturulacak Nemrut Süphan Jeoparkı’nın en önemli özelliği, Nemrut volkanında yaklaşık 90 bin yıl önce meydana gelen çökme olayıyla volkanik malzemelerin kuzeyde Nazik Gölü’ne, güneyde ise Bitlis’e kadar ulaşması olarak görülüyor. Ayrıca burası, jeolojik zaman diliminin son 600 milyon yılında oluşan kayaçları da barındırıyor. Nemrut-Süphan Jeoparkı’nda, hem Türkiye’nin en yaşlı kayaçları ile en genç kayaçlarını bir arada bulundurma hem de Nemrut ve Süphan gibi iki büyük stratovolkanı barındırma özelliği olan birçok jeolojik, biyolojik, arkeolojik ve kültürel varlık bir arada yer alıyor.

Meke Krater Gölü

Orta Anadolu Volkanik sisteminin en önemli parçası olan Meke Gölü, dünyanın en ilginç volkanik harikalarından biri olarak biliniyor. Karapınar ilçesinin 8 kilometre doğusunda yer alan Meke Gölü, tescillenecek “Konya Karapınar Potansiyel Jeopark Alanı”nın en önemli değeri olarak görülüyor. Karapınar Jeoparkı içinde, Meke Gölü dışında Karadağ ve Karacadağ volkanları, Acı Göl Marı, çeşitli volkanik oluşumlar, Çıralı, Kızören, Meyil ve Timraş obrukları, peri bacaları, kumullar, oymalı yer altı şehri, aktif ve fosil traverten oluşumları ile birçok arkeolojik alan da yer alıyor.

• Türkiye’de Bir İlk! Güneş Enerjili Arıtma Tesisinde Sona Gelindi
 

Yalova Atık Su Arıtma Tesisleri ve Kanalizasyon Yapma ve İşletme Birliğinin, Türkiye’nin, güneş enerjisi ile kendi elektriğini üretecek ilk arıtma tesisi projesinde sona gelinmiş olup, 3 bin 360 güneş panelinin kullanıldığı tesiste çalışmaların yüzde 90’ı tamamlanmıştır.  Yalova’nın bütün mesken atıklarının arıtmasını yaparak temizlenen suyu, derin deşarj sistemi ile denize veren Yalova Atık Su Arıtma Tesisleri ve Kanalizasyon Yapma ve İşletme Birliği (YASKİ), en büyük gideri durumundaki enerji maliyetlerini aşağıya çekebilmek için güneş enerjisi ile kendi elektriğini üretecek arıtma tesisi projesi geliştirmiştir. Son aşamaya gelinen projenin yüzde 90’ı tamamlanmıştır.Proje kapsamında arıtma havuzlarının üzerine 3 bin 360 güneş paneli yerleştirildi.

Projenin tamamlanmasıyla birlikte tesis, Türkiye’de güneş enerjisi ile kendi elektriğini üreten ilk arıtma tesisi olacaktır. YASKİ Birlik Başkanı Adnan Kırtay, 2017 yılında kurumu tarafından geliştirilen TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından da onaylanan projeyle ilgili bilgi verdi. Tesisin, her bir panelinin 285 vat, toplamda ise 1 megavat kurulu gücünde olacağını söyleyen Kırtay, “Tesislerimizde Güneş Enerji Sistemi (GES) kuruluyor. Şu anda yüzde 90 oranında çalışmalar tamamlandı. Bu Türkiye’de bir ilk. Havuzların üzerinde devasa bir tesis olacak. Bayramdan sonra faaliyete sokacağız. Enerji tüketimimizin 3’te 1’ini kendi ürettiğimiz enerji ile karşılayacağız. Havuzlar üzerinde kurulu böyle bir tesis daha yok” ifadelerini kullanmıştır.

 
 
×

DANIŞMANLIK TALEBİ

Danışmanlık istemek için aşağıdaki form ile bizlere ulaşabilirsiniz. Müşteri temsilcilerimiz en kısa sürede sizlere ulaşacaktır.