2019 Şubat Bülteni

Ana Sayfa | Tüm Kategoriler
 
 

Mart Ayı Beyanları

24.8.2011 tarihli ve 28035 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”’ ne göre üretici, tedarikçi ve piyasaya süren kuruluşlar ambalaj bilgi sistemi, TABS (Tehlikeli Atık Beyanı) Atık Yönetim Uygulaması (Atık Beyan Sistemi(TABS) / MoTAT / Kütle Denge Sistemi(KDS))) üzeriden,  her yıl Mart ayı sonuna kadar bildirim yapmakla yükümlüdürler. 2018 yılı faaliyetleri esas alınarak 31 Mart 2019 tarihine kadar yapılması gereken söz konusu bildirimlerin yapılması konusunda En&Ci Mühendislik olarak hizmet vermekteyiz.

• Karbondioksit Emisyonunun Azaltılması İçin 1,2 Trilyon Ağaç Dikilmeli

Bilim insanlarına göre karbondioksit emisyonunun azaltılması için 1,2 trilyon ağaç dikilmesi gerekmektedir. The Independent gazetesinde yer alan habere göre, Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü’nden çevre bilimci Thomas Crowther ve ekibinin yürüttüğü çalışmada ağaçların iklim değişikliğiyle mücadelede en güçlü silah olduğu belirtilmiştir. Yürüttükleri yeni çalışmada dünyada 1,2 trilyon yeni ağacın dikilmesi için yer olduğunu ifade eden Crowther, bu sayıda ağacın insan kaynaklı karbon emisyonunu önemli miktarda azaltacağını söylemiştir. Küresel Karbon Projesi’nin (GCP) raporunda, yollardaki araç sayısının ve kömür kullanımının artmasıyla küresel karbondioksit emisyonunun büyük ölçüde arttığı ve rekor seviyelere ulaşacağı açıklanmıştır.

 

• Siyah Kar Panik Yarattı

Rusya’nın Sibirya bölgesindeki Kemerova kentinde yağan ‘siyah kar’ kentte büyük panik yaratmıştır.Bölge sakinleri ‘karda oynayan çocuklarının zehirlenerek ölmesinden’ endişe ettiklerini söylemiştir. Siberian Times gazetesi, kentteki çevre kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaştığını ancak tek geçim kaynağının da madencilik olduğunu yazdı. Kentte büyük panik yaşanırken, bölge sakinleri karda oynayan çocukların zehirlenmesinden endişe duymaktadırlar. Yetkililer siyah yağan karı, bölgedeki kömür işleme tesislerine bağlamışlardır. Bölgedeki tesislerden birinin yöneticisi, Sibirya Times’ yaptığı açıklamada, işlenen kömürün tozunun dışarı sızmasını önlemek için kullanılan bir kalkanın kırıldığını ve sızan kurum nedeniyle siyah kar yağışının gerçekleştiğini söylemiştir. Bölgedeki tek geçim kaynağı madencilik ve basında, çevre kirliliğinin tehlikeli seviyelere ulaştığı haberleri yapılmaktadır.

• İçindeki Su Bittiğinde Yok Olan Şişe

Yosun tozundan üretilen Agari, içindeki su bittiğinde tamamen çözünerek plastiğe doğal ve sürdürülebilir bir alternatif sunmaktadır. Plastik atık günden güne dünyayı tehdit eden bir unsura dönüşüyor, bu nedenle plastiğe çözünebilir ve doğal alternatif arayışı da gelişmektedir. Yosun da bu çözümlerde kullanılan malzemelerden biridir. Bu konuda çalışan İzlanda Sanat Akademisi öğrencisi Ari Jónsson, çözünebilir su şişeleriyle geçtiğimiz seneki DesignMarch kapsamında büyük ilgi çekmiştir. Tasarımcının her gün ortaya çıkan plastik atık miktarının büyüklüğüne çözüm bulmak amacıyla geliştirdiği şişe, kırmızı yosun tozu ile suyun birleşiminden oluşmaktadır.Dünyada kullanılan plastiğin %50’sinin çöpe atılmasından ve plastiğin doğada tamamen çözünmesinin doğada 500 ila 1000 yıl arasında bir süre gerektirmesinden hareket eden Jónsson, doğaya zarar vermeyecek bir alternatif geliştirmek için farklı malzemeleri araştırmaya başlamıştır. Bunun sonucunda da yosundan elde edilen agar adlı malzemeye denk gelmiş olup, Agar, toz formunda suya eklendiğinde jöleye benzer bir doku ortaya çıkaran bir maddedir. Çoğunlukla tatlılarda jelatin yerine vegan bir seçenek olarak tercih edilmektedir. Ortaya çıkan Agari isimli şişe, içi dolu olduğu müddetçe formunu koruyor ama içi boşaldığında çözülmeye başlamaktadır. Plastiğe tamamen doğal bir alternatif sunan Agari, bir şişenin varlık sebebi olan sıvı taşıma amacını gerçekleştirdiğinde ömrünü tamamlayan ve yok olan bir şişedir. Suyu içtikten sonra çözünerek atık derdini ortadan kaldırmaktadır. Hatta yenebilir bir malzemeden üretildiği için isteyen şişeyi çiğneyebiliyor da. Üstelik şişe, uzun süre beklediğinde hafif bir tat vermesinin dışında, içerisindeki suya zararlı maddeler geçirmemektedir.  Proje hala geliştirilme aşamasında olup, İzlanda Tasarım Merkezi’nin de desteğiyle üretim safhasına geçilmesi planlanmaktadır.

 

• Otomobil Devlerinden “Çevre Dostu Araç” Üretimine Tam Gaz

Son yıllarda artan çevre duyarlılığına otomotiv sektörü de kayıtsız kalmazken, dünyaca ünlü lüks araç üreticilerinin birçoğu “çevre dostu” araç üretimine yoğunlaşmıştır. Dizel motorlu araçlarda zararlı emisyon oranının, izin verilenin çok üzerinde çıkması karşısında sıkı önlemler alınmaya başlanmıştır. Birçok markanın dizel motorlarının yerine benzinli ve hibrit teknolojili motorlar getirilmiştir. Geçen yıl Türkiye’de 4 bine yakın hibrit, sadece 155 elektrikli otomobil satışı olmuştur. Toplam otomobil satışı ise yarım milyona yakın gerçekleşmiştir. Toyota’nın Sakarya’daki fabrikasında, geçen yıl araçların üçte ikisinden fazlası hibrit teknolojisiyle üretilmiştir.AA muhabirinin derlediği verilere göre, Porsche, Toyota, Fiat, Chrysler, Dodge, RAM, Alfa Romeo, Lancia ve Maserati markalarının yeni modellerinde gelecek dönemde dizel motorlara yer verilmeyecektir. Bazı kentlerinde hava kirliliğini engellemek için belli yaşın üzerindeki dizel motorlu araçların kullanımı da yasaklanan Almanya’da otomobil üreticileri hibrit ve elektrikli araç üretimine ağırlık vermeye başlanmıştır. Otomobil sektörünün geleceğinin “hibrit” araçlarda olduğu görülüyor.Hibrit otomobillerin şarj edilmeye gerek duymaması ve kendi elektrik enerjisini kendisinin üretmesi de dikkati çekmektedir. Frene basıldığında da kendini şarj eden hibrit sistem, trafikte ve kırmızı ışıkta aracın harekete geçmesi sırasında meydana gelen aşırı yakıt tüketimini engellemektedir. Motorda ses ve gürültünün minimum seviyeye inmesi ve düşük zararlı gaz salınımı da hibritin tercih edilmesinin bir diğer nedeni olarak bilinmektedir. Türkiye’de tüketicilerin kullandığı hibrit otomobiller arasında BMW, Hyundai, Renault, Toyota gibi markalar bulunmaktadır.

 

• Cam Şişeleri Kuma Çeviren Makine 

Cihaz sayesinde her şişeden 200 Gram geri dönüştürülmüş kum elde edilmektedir. Bu kum plajları korumak için kullanılmaktadır. Sahil kumları beton, asfalt, cam ve elektronik gibi çok geniş bir kullanım alanına sahiptir. Bu durum kum madenciliğini ortaya çıkararak çevreyi ve sahilleri tehdit etmektedir. Kum yapan cihazı DB Export üretmiş olup, çeşitli restoran ve kafelere yerleştirilen kum cihazlarına şişeyi atıyorsunuz. Cihaz silika kumu, plastik, yakıt, cam ve kum katmanlarını atmaktadır. Üretici firma, sahilde sahil kumu yerine geri dönüştürülmüş kum kullanılmasını önermektedir.

 

 

• En Çok Yeşil Bina Sertifikası Alan Altıncı Ülke Olduk

Çevre dostu yeşil bina sertifikasına sahip ülkeler belli olurken, Türkiye’nin LEED yeşil bina sertifikasına sahip 6’ncı ülke olduğu görülmüştür.Medya takip ve raporlama ajansı PRNet, dünyada yeşil bina sertifikasına sahip ülkeleri konu alan araştırmayı incelemiştir.. PRNet’in Amerikan Yeşil Bina Konseyi USGBC verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin LEED yeşil bina sertifikasına sahip 6’ncı ülke olduğu görülmüştür. Böylelikle, 31 Aralık 2018 itibarıyla 10,90 milyon metrekarelik sınıflandırılmış bina alanına sahip Türkiye’nin 337 adet sertifikasını almış projesi olduğu saptanmıştır. Araştırma 150 ülkeyi kapsarken, Türkiye’nin önünde yer alan 5 ülke Kanada, Çin, Hindistan, Brezilya ve Kore olarak belirlenmiş olup, bu bağlamda bakıldığında da Kanada’nın 46,81 milyon metrekare, Çin’in 68,83 milyon metrekare, Hindistan’ın 24,81 milyon metrekare, Brezilya’nın 16,74 milyon metrekare ve Kore’nin 12,15 milyon metrekare sertifikalandırılmış alanının olduğu gözlenmiştir. PRNet ve Ajans Press’in gerçekleştirdiği medya araştırmasında, konu ile ilgili yazılı basına yansıyan haber adetleri geçtiğimiz son 5 yılda ‘yeşil bina’ başlığı altında 3 bin 167 haber yansıması tespit edilirken, yine aynı zaman diliminde yeşil bina sertifikalarıyla konuşulan haber sayısı ise sadece 115 olarak görülmüştür.

 

• Dikkat! Sakın Çöpe Atmayın  

Boyacılar, yaptığı açıklamada, 2017 yılında 730 ton olan atık pil toplama miktarlarını, 2018 yılında 751 tona çıkardıklarını ve sene başında belirledikleri hedeflerine yaklaştıklarını söylemiştir. TAP’ın pil ithalatçılarının katılımıyla 2004 yılının Ağustos ayında kurulduğunu anımsatan Boyacılar, atık pillerin toplanması, taşınması, geri kazanılması ve bertarafına yönelik Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği (APAK) çerçevesinde çalışmalar yaptıklarını anlatmıştır. Boyacılar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ülkede bu konuda yetkilendirilmiş tek kuruluş olduklarını belirtmiştir. Boyacılar, her yıl toplanan pillerin önemli bir miktarının okullardan geldiğini vurgulayarak “Geleceğin Türkiye’sinde ‘atık pil’ kavramını yerleştirmek için çocuklarımıza, dolayısıyla okullarımıza büyük görevler düşüyor.” İfadelerini kullanmışlardır.Her yıl olduğu gibi 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı için de Türkiye çapında tüm okullarda atık pil toplama kampanyasını 1 Ekim’de belediyelerle koordineli olarak başlattıklarını bildiren Boyacılar, “Her yıl ödüllü atık pil yarışmasına katılan şehir sayısı ve okul sayısı artıyor. Okullardan atık pili belediyeler topluyor, her il kendi içerisinde değerlendiriliyor ve her ilde en çok atık pil toplayan 3 okul tarafımızdan ödüllendiriliyor.” diye konuşmuşlardır.Boyacılar, pilin doğaya bırakılması halinde çevreyi kirletebileceğine işaret ederek topladıkları tek kullanımlık atık pillerin bertaraf edilmek üzere uygun şartlarda depolandığını, şarj edilebilir pillerin ise geri dönüşüme yollandığını belirtilmiştir.

• Çevre Görevlisi ve Çevre Danışmanlık Firmaları Hakkında Yönetmelik Taslağı Yayımlandı

Çevre görevlilerinin, çevre yönetim birimlerinin ve çevre danışmanlık firmalarının niteliklerine, sorumluluklarına ve belgelendirilmelerine ilişkin usul ve esasları belirlemeye yönelik Çevre Görevlisi ve Çevre Danışmanlık Firmaları Hakkında Yönetmelik Taslağı yayımlanmıştır.

 
 
×

DANIŞMANLIK TALEBİ

Danışmanlık istemek için aşağıdaki form ile bizlere ulaşabilirsiniz. Müşteri temsilcilerimiz en kısa sürede sizlere ulaşacaktır.